Şenliğin Doğuşu
2016 yaz aylarında bir öğle vakti köy meydanında arkadaşlarımızın açtığı Gelin-Görümce Doyum Evi önünde oturuyorduk. El emeği yapılan ürünlerin sergilendiği ve taze meyvelerin satıldığı masaları düzenlerken suntadan yapılmış masaları boyamaya karar verdim. 10 yaşındaki oğlum Rüzgar’ın evdeki parmak boyaları ile masayı renklendirmeye başladım. Bir saat içinde masanın etrafında 6 yardımcım olmuştu. Rüzgar’ın arkadaşları ve masada tanıştığımız gençlerle birlikte koyu bir sohbete daldık. Her gün masa başında buluşup elimizde kitapları okuyor ve boyalarımızla taş, kozalak ne bulursak boyuyorduk. Köyümüzde yazlarını geçiren sanatçı Cengiz Uğur ile de o sırada tanıştık. Resim ve boyama konusunda her gün bir saat bize ders vermesini rica ettiğimde memnuniyetle kabul etti. Çocukların kurs dediği bu buluşmalarda her geçen gün sayımız arttı ve köyde daha önce görmediğim anneler-babalar-dedeler-anneanne-babaennelerle tanıştım. Son günlerde köyümüze ziyarete gelip kamp yapan genç dostlar da bu etkinliğe katılıp fotoğraf çekimleriyle çalışmamızı renklendirdiler. Etkinliğimizi tamamlarken 2017 yaz kursunda buluşmak üzere sözleştik.
0 Comments
Bayron, Paula ve Philiphe'nin Lachocha'daki evindeyiz Casa La Amaruh ve 25 Şubat 2017'de bitirmeyi hedefledikleri Molocha'nın yapımına yetiştik. Almanya'dan gelen bir aile ve yine Almanya'dan eski bir dost Matias ile birlikteyiz. Burada güzel bir ekip olduk hem çalışıyor hem pişiriyor hem de akşamları bolca sohbet ediyoruz. Çalışırken gündemimiz permakültür, yemekte meşhur Türk Mutfağı, sohbetlerde mevcut Dünya düzenini konuşuyoruz ve burada zamanı unuttuk diyebilirim.
Ant Dağlarında 3000 metrenin üzerinde Lachocha Gölü'nü gören Byron ve Paula'nın evindeyiz. Arkadaşlarımızın en büyük hayali 65 dönümlük arazilerinde doğa ile bütünleşik yaşamak ve bu alanı düzenli olarak Lachocha'da yaşayan kişilere ve doğa ile ilgilenen ziyaretçilere açmak.
1,5 yıl önce buraya geldiğimizde Bayron bize araziyi gezdirerek doğayla nasıl iletişim kurduklarını anlatmıştı. Akraba ve arkadaşlarımızın en güzel dilekleriyle İstanbul'dan çok güzel hislerlerle ayrıldık ve yaklaşık 30 saat süren yolculuğumuzu kuş gibi uçup Pasto'ya geldik. İlk aktarmamızı Barselona'da yaptık ve orada da hiç beklemediğimiz ama çok ihtiyacımız olan bir yardımı pasaport kontrol memurundan aldık.
Ocak 2017'de biletlerimizi almıştık ve o an itibariyle seyahatimiz başlamıştı.
Her yıl Kolombiya'daki arkadaşlarımızı ziyaret etmeyi hedeflemiştik ancak aynı zamanda 2015 yılında köye yerleşme kararımız ile planlarımız 1,5 yıl içinde değişti. 2015 Ekim-2016 Aralık süresince köyde yeni bir yaşam kurmak ve her ay İstanbul'a veya diğer şehirlere yaptığımız seyahatler hayatımızın merkezi oldu. 2015 Aralık sonunda köyümüze son 40 yılda görülmemiş bir kar yağdı, bize göre olağanüstü olan bu durumda çalışmak mümkün değildi. Bazen kar, bazen yağmur yağdı, bazen fırtına çıktı ve 1,5 mt kar hep bizimleydi ve heryerdeydi...İzledik, dinledik, dokunduk, küredik ve en çok da öylece durduk... |